31 Temmuz 2009 Cuma

Küçükçekmece Gölü'nde yaşanan çevre sorunları

Küçükçekmece Gölü ve çevresi geleneksel olarak dinlenme, eğlenme ve rekreasyon bölgesi olarak önemini korumuştur. Ancak, bu kesimde son 15-20 yıldır denize girilmesi sakıncalı, deniz ürünlerinin yenilmesi, sağlık açısından tehlikeli hale gelmiştir.Günümüzde Marmara denizi ile Gölün arasında kalan kıyı setinin üzerinden E-5 karayolu geçmektedir. 1970’li yılların başlarına kadar etrafında Küçükçekmece ve Firuzköy yerleşimleri bulunan göl, İstanbullular için bir mesire yeri fonksiyonu görmekte idi. Bu yıllardan sonra İstanbul’un hızlı bir göç olgusu ile karşılaşması neticesinde, Gölün batı kısmındaki Avcılar, Firuzköy ve Esenyurt yerleşimleri genellikle alt yapı sorunları olan büyük yerleşimlere dönüştüler. Günümüzde gölün batı kıyısında, Hadımköy deresi ile göl arasında kalan bir alan sadece tarımsal faaliyetler için kullanılan bir bölge olarak kalabilmiştir.Gölün Kuzey kısmından E-80 (İstanbul-Edirne otoyolu) geçmektedir.Gölün kuzeybatısında Bahçeşehir adı verilen yeni bir uydu kent oluşturulmuştur.Gölün en önemli su kaynağı olan Sazlıdere’nin üzerinde 1995’te kurulan içme suyu amaçlıSazlıdere Barajı, göle gelen su miktarını azalmıştır. Sazlıdere’nin etrafında Altınşehir adıverilen ve büyük alt yapı sorunlarına sahip bir yerleşim oluşmuştur. Gölün Doğu tarafında Küçükçekmece, Kanarya ve Halkalı gibi yerleşimler bulunur. Gölün doğu kıyısında Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi ve Askeri bölgeye içinde kalan bir alanda yerleşim yoktur. Gölün etrafındaki ağaçlık alanlarda genelde bu bölgede bulunmaktadır. Bu alanın önünde bulunan sazlıklar su kuşları için önemli bir üreme alandır. Kapatılana kadar Halkalı’da bulunan çöplük, göl için önemli bir ekolojik tehdit oluşturmaktaydı. Göl etrafındaki yerleşim alanları artıp da göl hızla kirlenene kadar gölün içme suyu rezervuarına dönüştürülmesi düşünülmüşse de, kentsel dokunun içinde kalan ve suyu kirlenen gölün artık bu amaçla kullanılması imkanı kalmamıştır. Gölde kirliğin artması neticesine balıkçılık önemini kaybetmiştir. Küçükçekmece Nükleer Araştırma Merkezi, gölde radyoaktif bir kirliliğe sebebiyet verip vermediği bilinmemektedir. Bir lagün gölü olan Küçükçekmece Gölü etrafındaki yoğun yapılaşmadan ve sanayi tesislerinden kaynaklanan kirleticiler ile kirlenmektedir. Bunun yanı sıra atmosferikkirleticiler de gölü kirletmektedir. Marmara denizinden gelen kanal da belli zamanlardakirleticileri göle taşımaktadır.

Gölün Kirlenmesinin Sebebleri

1- Hızlı nüfus artışı ve altyapı tesislerinin yetersizliği,
2- Bölgenin havza koruma alanı dışında tutulması,
3- Kanalizasyon, evsel ve sanayi sıvı atıklarının göle akması,
4- Halkalı çöplüğünden sızan suların göle ulaşması,
5- Su havzasındaki Sazlıdere üzerinde bir barajın yapılması ve yapay olarak kirlenen Gölün,en büyük besleyicisi Sazlıdere'den de yoksun bırakılması,
6- Göl kıyısında kıyı genişletmek, park yapmak veya başka amaçlar için Gölün doldurulması,
7- Çekmece Nükleer Araştırma ve Eğitim Merkezi laboratuarları sıvı atıklarının göle boşaltılması.
8- Sudaki bu kirlilikler Gölün tabanında zenginleşip, zamanla göl suyuna tekrar karışması

Küçükçekmece Gölü

Küçükçekmece Gölü, Marmara Bölgesi'nde, İstanbul'da Küçükçekmece ile Avcılar ilçeleri arasında yer almaktadır.İstanbul'un 15 km batısında, deniz seviyesinde yer alır. Denizden, kıyı boyunca taşınan kum ve çakılların meydana getirdiği sığ bir dil ile ayrılır. Ancak bu dil, doğu ucunda gölün ayağı olan dere ile kesintiye uğrar. Bu dere gölün fazla suyunu Marmara Denizi'ne boşaltır. Denizin kabardığı zamanlarda da deniz suyunu göle akıtır. Bu sebeple gölün suyu az çok tuzludur. Göle kuzeyden Nakkaş Deresi, Sazlıdere ve Ekşinoz suları karışır. Göl, bu derelerin birleşik aşağı çığırlarının deniz tarafından kaplanmasıyla meydana gelen bir halicin önünün tıkanması sonucu lagün halini almıştır. Göl adını köprü olmadığı zamanlarda üzerinde yer alan çekmece adı verilen elle çekilerek karşıya geçmek için kullanılan salların küçük olmasından alır.İstanbul'un banliyö semtleri, gölün doğu kenarına kadar gelir. (Küçükçekmece, Soğuksu, Menekşe, Halkalı). Göl ağzının doğusunda (Florya) ve dil üzerinde plaj kuruluşları vardır.2008 yılında Kocaeli Üniversitesi ve Bristol Üniversitelerinin ortak çalışmaları ile çok yeni ve önemli arkeolojik buluntular keşfedilmiştir. MS 557’deki büyük depremde yok olduğu sanılan Bathonea kentine ait olduğu düşünülen bazı kalıntılar bulunmuştur. Çalışmalar sırasında bulunan kent kalıntıları, arkeologlara buranın yazılı kaynaklarda geçen ancak yeri şimdiye kadar tespit edilemeyen “Bathonea” kenti olduğunu düşündürdü. Bölgede bulunan evlerin birçoğunun kendisine ait iskelesi olması ve çok sayıda antik çapanın bulunması da dönemi anlatan tarihçi Procopius’u doğruluyor.Araştırmaların en heyecan verici noktası ise gölün Kuzeybatı’sında Firuzköy Mahallesi, Avcılar kıyısındaki yarımadada deniz tabanındaki fener kalıntılarıydı. Fenerle ilgili ilk bulgu, göl içindeki sığlığın üstünde kalan iki taş bloktu. Blokların çevresinde yoğunlaşan sualtı arkeologları, duvar formları, mermer döşeme parçaları, seramik kalıntılar ve çok miktarda kiremit-tuğla parçaları buldular. Kalıntılar üzerine yapılan çizim çalışmaları iki farklı yapının temellerini ortaya çıkardı. Denize uzanan rıhtımın açığındaki fenerden alınan kalıntılar, Bothonea’nın önemli bir liman kenti olduğunu da gözler önüne serdi. İlk fener kalıntıların, bugünkü İstanbul’un yerinde Helenistik dönemde Milattan Önce 7. yüzyılda kurulan Byzantion’la aynı döneme ait olduğu sanılıyor. Büyük blok taşlardan alınan harç malzemesi, 5. yüzyılda 2. Teodosios tarafından yapıldığı sanılan Bizans’ın dış surlarının harcıyla karşılaştırıldığın büyük benzerlikler bulunmuştur.

Alıntıdır

Yarımburgaz Mağarası

Yarımburgaz Mağarası, İstanbul'un yaklaşık 22 kilometre batısında, Küçükçekmece Gölü'nün 1,5 kilometre kadar kuzeyinde bulunmaktadır ve Eosen kökenli karstik kireçtaşı oluşumlarının içine oyulmuştur.Yukarı ve Aşağı Mağara olmak üzere iki bölümden oluşan mağara, doğal özellikleri kadar, içinde bulunan kültürel kalıntılarla da 19. yüzyılın ilk çeyreğinden başlayarak jeologların, gezginlerin ve daha sonra da arkeologların ilgisini çekmiştir.Mağaranın Pleistosen arkeolojisi ile ilgili öneminin anlaşılması, Türkiye'de Pleistosen arkeolojisinin kurucularından olan Ş. A. Kansu'nun çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır. Daha sonraki dönemde mağara, İstanbul'a yakınlığı dolayısıyla Prehistorya Anabilim Dalı öğrencilerinin hemen hemen her yıl ziyaret ettiği bir yer olmuştur.İSKİ inşaatı ve mağarada 1986 yılına kadar çekildiği bilinen altı film yüzünden mağaranın yoğun olarak tahrip edilmesi nedeniyle 1986'da mağaradaki arkeolojik kazılar yeniden başlamıştır. Ancak kazı başlayana kadar mağaradaki Geç Antik Çağ ve Bizans çağı yerleşimleriyle ilgili tüm kalıntılar yok olmuş, mağarada doğal olarak bulunan sarkıt ve dikitler de kırılmıştır.Yarımburgaz Mağarası'ndaki Pleistosen arkeolojisiyle ilgili çalışmalar 1988-1990 yılları arasında üç yıl süreyle gerçekleştirilmiştir. Bu çalışmalar sırasında sadece kültür tarihiyle ilgili çalışmalar yapılmamış, ayrıca jeomorfoloji, tafonomi ve arkeozooloji çalışmaları da yapılmıştır. Yarımburgaz kazılarında bulunan maddesel kültür ürünleri, Orta Pleistosen boyunca uzun bir süre boyunca aynı genel kültür çerçevesinde üretilmişlerdir. O dönem insanının düşünce yapısını, ekolojik çevreyle olan ilişkilerini ve doğa ile mücadelesinin kanıtı olan taş aletlerin görünümü kaba ve ilkeldir. Ancak bu aletler işlevseldirler ve planlı olarak yapılmışlardır. Dolayısıyla aletlerin yapımı sırasında teknolojik olarak ne gerekiyorsa yalnızca o yapılmıştır ve gereksiz ayrıntılara zaman ve emek harcanmamıştır.

Kaynak:Wikipedia

Küçükçekmece Hakkında

Küçükçekmece, İstanbul'un batısında aynı adlı gölün çevresinde kurulmuş bir ilçedir. 1987 yılında, ikisi köy (Kayabaşı ve Şamlar), 25'si mahalle olmak üzere toplam 27 yerleşim yeri Bakırköy ilçesinden ayrılarak kurulmuştur. Bugünkü sınırlarına, Avcılar'ın 1992'de ilçe olmasıyla kavuşmuştur. 2008 itibarıyla 27 mahalle, 1 köy, 1 Askeri Bölge ve 1 Organize Sanayi Bölgesi (İkitelli OSB)'nden oluşmaktadır.

Tarihi

Küçükçekmece'nin yüksek kesimlerinde Rhagion adlı bir bölge vardır. Roma İmparatorluğu'nu Bizans'a bağlayan en önemli yollarından Via Egnatia, Rhagion'dan geçerdi. Yüzyılın ortalarında büyük bir deprem nedeniyle, bunların yıkıldığı çeşitli kaynaklarda ifade edilmiştir. Küçükçekmece İlçesinin en eski yerleşim yeri, Küçükçekmece gölünün kuzey kesiminde bulunan Yarımburgaz mağaralarıdır. Buralara paleotik çağdan itibaren yerleşme başlamıştır. İstanbul'da ilk yerleşim izlerinin rastladığı yerlerden biri Yarımburgaz mağraları olup yapılan bilimsel araştırmalar sonucunda Avrupalıların Atalarının buradan hareket edip göç ettikleri olgularına rastlanmıştır.Geçmişi Paleotik çağa uzanan bu bölgedeki tarihi yerler: günümüz öncesi 730.000 ila 130.000 yılları arasını kapsayan Yarımburgaz Mağaraları, M.Ö.2.Yüzyıl-M.S.2. yüzyıllar arası Rhagion Kitabeleri, Yavuz Sultan Selim'in has defterdarı Abdül Selami Bey Türbesi Tekke ve Zaviyesi, 17.Yüzyıl Mimar Sinan Köprüsü ve 18.Yüzyıl Küçükçekmece Meydanı Çeşmesi'dir.Bölgede yoğun nüfus artışı Cumhuriyet sonrasında, 1950'lerde başlamıştır.

Küçükçekmece'de Sosyal Hayat

İlçenin büyük bir kısmında yer alan yapılaşmalar, imar planı ve teknik şartlara uygun yapılmaktadır. Genellikle ferdi yapılaşmanın görüldüğü ilçede, 1990'lardan başlayarak "toplu konut" yapılaşmaları da hızlanmıştır. Özellikle, TEM Otoyolunun bu bölgeden geçmesi, İkitelli ile İstanbul arasındaki ulaşım seçeneklerini arttırmıştır. Dahası ulaşım süresinin kısalması sonucu bölge önem kazanmaya başlamıştır. Öte yandan gözle görülür oranda yapılan Organize Sanayi Bölgesi yatırımları, buradaki sanayinin gelişimini de hızlandırmıştır.Küçükçekmece ilçesi, esasen yoğun bir sanayi bölgesi niteliğindedir. İlçede 200'nin üzerinde büyük fabrika, sanayi-ticari siteleri ile ilçe sınırlarında bulunan Belediye'ye kayıtlı yaklaşık 10.000 sanayi işletmesi ve atölye mevcuttur. Bu nedenle de, nüfusun yoğunluğunun işçiler ve onların ailelerinden oluşturtuğunu söyleyebiliriz.Elektrik, Su-Kanalizasyon Hizmetleri,kaçak yapılaşmanın olduğu istisnai yerleşimler dışında ulaştırlmıştır. Ancak plansız ve kaçak yapılaşmanın olduğu bölgelerde yapılarda kaçak elektrik kullanılmaıldığı görülmüştür.İlçenin sınırları içinde, son dönemde yapılan 80.000 kişi kapasiteli Atatürk Olimpiyat Stadı ve 49 kooperatif ve 33.000 iş yeri bulunan İkitelli Organize Sanayi Bölgesi gibi yatırımlarla ilçe hızlı gelişimini sürdürmektedir.

Eğitim ve Kültür

İlçe genelinde 62 İlköğretim okulu, 10 Genel Lise (4 adedi Yabancı Dil Ağırlıklı Lise) 8 Meslek Lisesi, 3 Anadolu Lisesi ve 15 müstakil Anaokulu olmak üzere, toplam 96 adet resmi okul bulunmaktadır. Bunların yanı sıra, ilçede 1 Halk Eğitim Merkezi, 1 Çıraklık Eğitim Merkezi, 1 Sağlık Eğitim Merkezi, 1 Öğretmenevi ve 5 ayrı Kültür Merkezi bulunmaktadır.Resmi okulların yanında, toplam 12 özel okul vardır. Bunların 3 adedi Anaokulu, 4 adedi İlköğretim okulu, 4 adedi Lise ve 1 adedi Akşam Lisesi'dir. Ayrıca 2007 yılında kurulan bir özel üniversite de (İstanbul Arel Üniversitesi) hizmete başlamıştır.

Kaynak: Wikipedia

Merhaba Küçükçekmece

Merhaba,
Bu blog Küçükçekmece'den haberlerin de yer aldığı bir internet günlüğü olarak hazırlanmıştır.Son yıllarda hızla gelişen ve İstanbul'un nüfus bakımından en büyük 3.ilçesi olan Küçükçekmece'yi daha iyi tanıtmak,ilçede olup bitenlerden haberdar olmak amacıyla hazırladığımız bu blogta hem Küçükçekmece'den haberlere hem de diğer güncel haberlere,içeriklere erişebileceksiniz.