Dilimize sahip çıkalım !!

İnsanın yaşamında ve kişilik gelişiminde ana dilinin çok önemli bir yeri vardır. Dili yeterli düzeyde olan kişiler genellikle daha sağlıklı ilişki kurarlar, hayatta daha çok başarılı olurlar. Kendi dilini iyi bilip düzgün kullanmanın önemli bir yararı da yabancı bir dili öğrenmeyi kolaylaştırmasıdır. Türk edebiyatının tanınmış şairlerinden Yahya Kemal’in “Türkçe ağzımda annemin sütüdür” diyerek yücelttiği, dilimize bugün gerekli özeni gösteriyor muyuz?Cevabı oldukça basit: "Hayır"İnsanlarımızda bugün Türkçe sevgisi, ana dili duygusu, dil bilinci ve duyarlığı yeterince var mı? Bu soruların iyice düşünülmesi, sürekli göz önünde tutulması gerekir.Dil öğrenimi beyni, dolayısıyla düşünceyi değiştirir, biçimlendirir. Sosyal yapının sağlam olmasında anadilin katkısı büyüktür. Oysa Türkçemiz giderek zayıflıyor ve önemsizleşiyor. Bugün Türkiye’de çevre kirlenmesi, hava kirlenmesi, siyaset kirlenmesi gibi çeşitli kirlenmelerin yanı sıra, bir de “dil kirlenmesi” gibi ciddi ve önemli bir kirlilik çeşidi ile karşı karşıyayayız. Dil duyarlığı ve dil bilinci bakımından görülen eksikler, Türkçenin geleceği için ciddî bir tehlikedir. 12 Eylül den bu günümüze kadarki süreçte dilimizde ciddi bozulmalar yaşandı.Türk Dil Kurumu kapatılması,bilinçsiz yönetici kadrosu ile dilde bozulmalar ortaya çıkmaya başladı.Türkçe'nin bilim dili olmadığı tartışılmaya başlandı. Dilimizin yozlaşmasında Medyanın da payı var tabi.Gençler günlük hayatta farklı teleffuzlar kullanıyor,kelimeleri doğru telaffuz edemiyorlar.Konuşma dili ile yazı dili aynı oluyor.Bu da ciddi sorunlara yol açabiliyor."Geliourum,bays,naaaberrr,oha falan oldum yani,biliyomusunn,şeyyy,mucuksss,slmm,goruşuruk" gibi türetilebilen kelimeler popüler kültürün etkisiyle gençler arasında hızla yayılıyor.Bu gün ülkemizde ciddi anlamda İngilizce'nin hakimiyeti var.Satış yerlerinin,meydanların,alışveriş merkezlerinin,işhanlarının,binaların,dükkan isimlerinin,televizyon isimlerinin,giyim kuşam ürünlerinin,dergilerin kısaca üretilen birçok şeyin ismi ingilizce olarak bizlere sunuluyor.Böylece ciddi marka izlenimi oluşturulmaya çalışıyor.Yeni nesilde de hakim olan dil İngilizce.Bu sabah iki farklı tv kanalında izlediğim çocuk programlarında da dikkatimi çeken en önemli şey şarkı söylenmesi istenen çocukların büyük çoğunluğunun İngilizce şarkılar seslendirmesiydi.Günlük hayatta Türkçe'nin yanında o kadar çok yabancı kelime kullanıyoruz ki... Örnekleri oldukça çok. İlk aklıma gelenler:spiker,gösteri yapana showmen,radyo sunucusuna disk jokey,bilgilendirmeye brifing,merkeze center,yol üstündeki yemek yerlerine fast food,büyüğe mega,küçüğe mikro,yemek çeşitlerine menü,sonuca final,hoş geldiniz yerine welcome,güle güle yerine good bye, hoşçakal,allaha ısmarladık yerine bye bye,(bay bay,)korumalara bodyguard,maç sonuçlarını gösteren tabelalara skorboard,ucuzluğa damping,acil,son dakika haberlerde flaş,ana kentlere mega kent,anahaberi sunan sunucuya anchorman,hanımefendiye firstlady,özlem duymak nostaljikara sevda melankoli,iş hanlarına plaza,bakkal yerine market,süper,hiper market,gross market,alanlara,meydanlara platform,sergiye galeri,showroom saygın kişilere prestij sahibi,bildiri sunmak yerine deklarasyon,yıldız sözcüğü yerine starhaber yerine haber portalı,internet sitesi yerine website,çevrimiçi yerine online,çevrimdışı offline,uğraş yerine hobi,hobby,gösterime girmek yerine vizyona girmek,duyuru yerine anons,tanıtıma demo,verimli çalışmaya performans,cankurtaran yerine ambulans...Yazımı Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün dil ile ilgili bir sözü ile bitirmek istiyorum."Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."Dilimize sahip çıkalım.Daha duru bir Türkçe ile yarınlara emin adımlarla ilerleyelim...